20 Şubat 2010

The Informant


"Olgunlaşıyor" son dönem bir kaç filmden sonra kullandığım bir tabir haline heldi. Coenlere demiştim en son. Paul Thomas öyle, Wes Anderson bile bir yerde öyle.Ya bizle beraber büyüyorlar ya da gerçekten istedikleri zaman istenilen algı düzeiyne göre film çekebiliyorlar. Ki her iki türlü de etkileyici.


The Informant Soderberg'in son filmi. Ocean's Eleven gibi bir açıdan. Bilinmez planlar. Görünmez adamlar polisler falan. Ama The Informant Eleven gibi değil. Daha çok The Conversation'a benziyor. Olgun. Sakin. Neyin ne olduğunu gösteren ama anlaşılmamasına bilinçli şekilde izin veren yapısıyle sağlıyor bunu da.


----------spoiler--------------

Filmin konusu ise bir kimya mühendisi de olan Matt tipik bir amerikalıdır. Ancak bir anda şirketinin pis işlerini FBI'ya gammazlayacak bir adam olur. Ama ikili oynadığı yalnızca şirketi değildir. ailesi, FBI, avukatlar hatta kendine de ikili oynar. Bunların nedenleri sonuçlarını sonra görsek bile inanamayız. heralde asıl afişindeki "unbelievable" yazması bundan.

----------spoiler--------------


Sonuçta bir şaheser değil. Düz ama yine de akıcı sayılabilecek bir film bu. Soderberg iyi, Matt her zaman ki gibi çok iyi.

Nerden gelip nereye gittiğini anlamadığım bir yazı oldu. Dönüp okuyunca utanayım da biraz özenli olayım madem.

7/10

2 yorum:

Vladimir 22 Şubat 2010 10:44  

Filme ısınasıya kadar film bitti, böyle bir filmdi benim için. Herşey özenli, dozunda ve olması gerektiği kadar. Denenmemiş hiç birşeyi denememiş bir film.

Porco Rosso 24 Şubat 2010 19:30  

denenmemiş hiçbirşey yoktu. belki herkese kendini de ekleyerek yalan söyleyen adam farklıydı. ama yine de ortlamanın az üstü.

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP