24 Mart 2010

Bright Star



öncelikle şiirselliği arttırmaya çalışması çok hoş jane campion'un. tam olarak başaramasa da eline yüzüne de bulaştırmıyor. haksızlık olmasın. ustaca kotarıyor diyebiliriz de. evet çelişkiler insanıyım. zorlanmam ironinin anlamını sorsalar.

bright star ünlü romantik şair john keats'ın etrafında dolansa da aslında onun yazmış olduğu bright star şiirini, kim için yazdığını ve o kişinin nasıl biri olduğunu araştırmaya çıkıyor. yani şair'in en ünlü şiirlerinden birinin peşinde gidip neler olduğunu olmuş olabilceğini gösteriyor.

eleştirilerin çoğunun haksız olduğu da böyle ortaya çıkıyor zaten. şair değil şiir anlatılan bu filmle.

çok sevmediğim dönem filmleri içinde farklı bir yerde durmayı başaran, görselliğiyle etkileyici olabilen bir film bright star. durağan gibi görünse de sıkmamayı başaran bir film. şaheser diyemesem de kesinlikle hoşuma giden.

bahsi geçen şiir :
bright star
bright star, would i were steadfast as thou art —
not in lone splendour hung aloft the night
and watching, with eternal lids apart,
like nature's patient, sleepless eremite,
the moving waters at their priestlike task
of pure ablution round earth's human shores,
or gazing on the new soft-fallen mask
of snow upon the mountains and the moors —
no — yet still stedfast, still unchangeable,
pillow'd upon my fair love's ripening breast,
to feel for ever its soft fall and swell,
awake for ever in a sweet unrest,
still, still to hear her tender-taken breath,
and so live ever — or else swoon to death.

3 yorum:

Unknown 2 Nisan 2010 22:32  

Tabii ki bir An Angel at My Table ya da The Piano gibi Jane Campion unutulmazları arasına giremeyecek olsa da yine de Bright Star, yönetmenin 2000'li yıllarda imzasını attığı en kayda değer çalışma. Hikayenin daha önceki birçok filmine göre daha oturaklı ve ne yaptığını bilir bir tarzda ilerlemesinden mi (yani Campion'ın nihayet şu senaryo problemini çözmesinden mi) ; yoksa sadece Ben Wishaw'la Abbie Cornish'in enerjisinden midir bilinmez, böyle düşündüm ben.

Sera 5 Nisan 2010 12:30  

Şahane bir film. Nefes aldırıyor insana. Piyano'yu izleyeli çok oldu, o konuda bir karşılaştırma yapamayacağım şu an ama Holy Smoke gibi bi filminden de kat kat iyidir diye düşünüyorum.

Porco Rosso 5 Nisan 2010 14:16  

neden bu filmden bahsederken hep pianoya gidiliyor anlamadım. zira
izlemediğim için eziklik yaşıyorum arkadaşlar. bahsetmeyin pianodan.
ya da gidiiym izleyeyim. 4. yedek izlenecekler listesinde.

film gerçekten çok iyi. kesinlikle 10 numara değil ama farklı ve sade ve akıcı, romantik ve acı. bir de şiirsel.

senin seveceğin çok belliydi zaten sera :))

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP