28 Temmuz 2010

Carlos

theodore john kaczynski solculukla ilgili şöyle demişti manifestosunda: Çağdaş solculuğun temelinde yatan iki eğilime "aşağılık duygusu" ve "aşırı toplumsallaşma" adını veriyoruz. Aşağılık duygusu, çağdaş solculuğun bütününde görülen bir özellikse de, aşırı toplumsallaşma çağdaş solculuğun yalnızca belirli bir kesiminde görülen bir özelliktir; ancak bu kesim oldukça etkilidir.



Carlos bu tanım yazılmadan çok önce eylemlerde bulunmuş bir aktivistti. Peki peki. Teröristti. Yani çağdaş bir solcu değildi. Eyleme geçilmesi gerektiğini düşünenve aynı zamanda eyleme geçme cesaretine sahip olanlardandı. Türkiye örneklerini hepimiz hatırlıyoruz.

Neler yapmıştı Çakal Carlos da bu kadar ünlenmişti. Fransa'da 3 polisi öldürmek ve Viyana'dan OPEC bakanlarını kaçırmak en ön planda olanları. Ama Carlos'u ünlü yapan şeyler, hakındaki dedikodulardı biraz da sanırım. CIA bağlantısı (var mı), Kaddafiyle ilgili gizli sır nedir, hangi eylemleri direk yönetti gibi bir çok soru var gerçekten bilinmeyen. bu bilinmezlik ve yaptığı eylemlerin büyüklüğü onu ilk pop ikonu terörist yapıyor da denileiblir.


Ama neden yapıyor bunları? Kimdir Carlos?
Venezuella doğumlu. Lenin fanatiği bir babanın oğlu. Babanın hayatta inanadığı tek şey belki de bu. Annesiyle Londra'da büyüyor. Moskovada ekonomi eğitimi alıyor (sistemi beğenmeyip ayrılıyor) ve Fransada yaşıyor. Belli dönemlerde Ürdünde Yemende Filistin Kurtuluş Örgütünin kamplarında eğitim alıyor. Bunların sonrasında şehir değiştirir gibi ülke değiştirip her yere gidip örgütlenip eylemleri organize ediyor. Suriyede KGB ile görüşüyüor. Macaristanda polise ateş edip kılını kıpırdatmıyor. İslamı kabul edip, islami terör örgütleriyle birlikte hareket ediyor.

Yani gerçekten uluslararası bir kimliği var. Bir sürü dil biliyor. Farklı coğrafyların kattığı şeyleri asi bünyesinde zenginleştirip kendi kendini etkili bir islah haline getiriyor. Hala bir terörist bu arada. Hem de terörü meşrulaştırmaya çalışan biri. Ama ona terörist deyip, İslamın vahşi olduğunu söyleyenlere şöyle diyor : iran'daki idam cezalarının görüntüleri sürekli cnn'de gösteriliyor, ama hiç kimse oradaki idam sayısıyla abd'yi karşılaştırmıyor. Carlos büyük emperyalist devletlere karşı ezileni destekliyor. İslam'ın ise bu mücadelede birleştirici gücü olduğunu savurnuyor.



Şimdi böyle bir adamın filmini çekmek oldukça zor. Belgesel mi kurmaca mı yapılacağı ise büyük sorun. Olivier Assayas'ın Ilich Ramirez Sanchez'i anlatışı daha çok belgesel niteliğinde. Çekim tekniği kamera bu şekilde değilse de kurgusal ilerleyişi ve olaylara yaklaşımı bu şekilde.

Zor bir deneme. Başırılı demek daha doğru olacaktır. Ama düşününce gerçekten bir teröristin hayatını bu şekilde anlatmak kime göre iyi, kime göre kötü veya başarılıdır bilemiyorum. Belgesel niteliği taşımasına rağmen assayas son kareler hariç gerçek görüntü kullanmaması, kişilerin gerçek yüzlerini saklaması ve kamerasıyla gerçek üstü bir hikaye anlatıyor gibi durması, arada "lan bunların hepsi gerçek he mi?" dedirtiyor . Sanırım bunu yapmasındaki en önemli unsur Carlos'un hayatının ve yaptıklarının akla sığmayacak düzeyde olması. O gerçek bir sistem karşıtı. Aklımızın alamayacağı bir aşık. Dünyaca ünlü bir terörist, acımasız bir katil belki de. Davadan asla vazgeçmeyen bir deli.

Dünya insanlarının filistin kurtuluş örgütü ile sadece onların değil tüm dünyanın eşit hakları için mücadelesine tanık olmak için iyi. Ders niteliğinde izlenebilicek bir film. Aslında mini seri olarak geçiyor, film olarak değil. Zira 110 dakikalık 3 filmden oluşmakta. Prodüksiyon üst düzey. Yapım çok çok başarılı.

Carlos'u tarafsız anlatmaya çalışıyor zaaflarını ve yanlışlarını da gösteriyor. Kadınlarını anlatıyor. Belki biraz onların üzerine bile düşüyor. Ama yine de adama hayran kalmamak mümkün değil.

Bunu sevenler ayrıca bu filmde de bahsi geçen der baader meinhof komplexu da severler.
Yaşasın devrim!!!

9/10

Ilich Ramirez Sanchez : benim burada yapmaya çalıştığım şey ''terör'' olgusuna karşı sığ bakmanın önüne geçmeye çalışmaktı. amerika'daki yaşayan bir çok insanın buna bakışlarının çok da geniş olmadığını düşünüyorum, hak da veriyorum. ama gerçekten ciddi haksızlıklarda yapılıyor ve çoğu zaman insanların bunları durdurmaya gücü yetemeyebiliyor. o zaman seslerini başka yollardan duyurmak zorunda kalıyorlar. şiddet belki en son çaredir, belki her durumda kınanması gerekir ama şu açık ki her şeyden önce bir çaredir, bir yoldur. amaç şiddetten önce diğer seçenekleri bitirmektir, buna da tamam ama terör ve şiddetin de -belki haksız da olsa- bir nedeni olduğu unutulmamalı. kör bir hümanizmle değil daha akılcı düşünmeliyiz, hiç kimse masum insanların ölmesini istemez. terörist insanlar doğuştan öyle doğmamışlardır. onları öyle yapan şartların yahut düşünce biçiminin üzerine gidilmesi gerekir evvela. ve en önemlisi de... herkes aslında barış istiyor. inanın usame bin laden de barış istiyor, bush da barış istiyor, amerikan halkı da, çakal carlos da barış istiyor

3 sorum var.
1- Biz barış istiyor muyuz?
2- Biz böyle bir film çekebilir miyiz?
3- Siz izler misiniz? (terörist nasıl olsa. Neden bunları yaptığını görmeyi kaldıraiblir misiniz?)

4 yorum:

outlaw 28 Temmuz 2010 13:44  

theodor kaczynski'nin kastettiği amerikan solu, ki amerika'da sol denince ilk akla gelen liberaller, hoş kaczynski solun hiçbir türünden hoşlanmıyordur muhtemelen...

Porco Rosso 28 Temmuz 2010 14:15  

tabi ki kaczynski amerikadan bahsediyor. bizim siyasi hayatımızı da etkiliyor yanlız onları tutumları. ben kendimi okuyorum onun manifestosunda. sessiz korkak aşırı toplumsallaşmaya çalışan. türkiye böyle değil mi yani?

kaczynski değil zaten mesele ki eylemleriyle sistem karşıtıyım anarşistim diyor kendisi. carlosun yeni dönem şiddet karşıtı pasifist solcularından farklı olduklarının altını çizmek için ekledim onu. hiçbirşeyi umursamıyor carlos. toplumsallaşmak istemiyor. aşağılık duygusu ise kesinlikle gelişmemiş :))

stalker 29 Temmuz 2010 17:31  

der baader-meinhof komplex rezil bir filmdi.

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=14287886

Porco Rosso 29 Temmuz 2010 17:48  

baader meinhof berbat bir organizasyon değil ama filmleştirilmesi rezildi demek isteidğin sanırım bu.
buna katılabilirim. zira converse giyen alman hippileri gibiydiler. tek olayları filistin kurtuluş odrusuyla eğitim alamalrıydı. ve nazlı beceriksiz gösterildiler. bu noktada filmin kötü aktardığına katılaiblirim.
ama resmen terör örgütü olan bir grubun filmleştirilmesi burayı düşününce hayranlık uyandırıcı. carlosu sevme sebebiebimz pekçok gizli nokta aydınlanmıyor. belki pis yanlarını görmediğimiz için beğenebiliyoruz.

gerçi der baider de senaryo eski bir örgüt elamnınıd. davadan dönen birinin ropörtajı mıydı neydi? taraflı bir yol izlemiş olması (şüphesiz öyle) normal.

ama dedim ya. türkiyedeki aktivistleri çektiğini düşün. kıyamet kopar heralde.

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP