25 Ocak 2013

transberian

yıllardır izleyecekler listesinde duruyor. ama ne zamanki araba yolda kaldı ve ben otobüse bindim ve karşıma transberian çıktı. bu kez izledim nihayet. bunca zaman izlemediğime de pişman oldum.



Kesinlikle çok başarılı bir gerilim polisye filmi. Tam polisiye denemez ama kovalamacaları soru işaretleri oldukça başarılı.

Uçsuz bucaksız Sibirya topraklarına sıkışıp kalmış bir çift ve onların peşinde olan bir dedektif. Emily Mortimer olsun Woody Harelson olsun gayet başarılı. Bence geçti artık izlenmez bu film diye düşünmeyin. Mutlaka ilk fırsatta izleyin. İlk fırsatta diyorum dikkate alın bence  :)

8/10


Looper

Rian Johnson filmografisi sağlam olacak yönetmenlerden biri olduğunu belli etti bence. 


Rian Johnson ilk filmi Brick ile oldukça parlak bir giriş yapmıştı sinema dünyasına. Hemen ardından giriştiği büyük bütçeli bilim kurgu Looper'un da üstesinden gelerek adından sonra sık sık bahsettireceğe benziyor. 

Sık sık belirtsem de bilimkurgu filmlerine sempatimin fazla olduğunu yineleyeyim öncelikle. Ama bu film akıcılığı, zaman atlamaları ve dozunda aksiyonuyla gayet başarılı bir film. 

Bazı soru işaretleri bırakan zaman atlamaları olsa da zaten bunun olmama ihtimali neredeyse imkansız. Bunlara takılmazsanız keyif alacağınız bir film olacak Looper. 


Bu arada Rian Johnson kimdir derseniz film seçkisinden kendisini de tanıyabilirsiniz: 
http://www.criterion.com/explore/37-rian-johnson-s-top-10 

8,5/10

11 Ocak 2013

klovn: the movie

Bu kadar gülüp bu kadar gerildiğim rahatsız olduğum bir film oldu mu diye düşündüm durdum 2 gün.



Kara komedi. My Name is Joe'nun Joe'sunun  yanlış yapmadan hayatı problemlerle doluydu. Bu filmde ise  Frank hiç doğru yapmadan boka girmiş durumda. Zaten örnekten yola çıkarsa tam zıttı bir filmle karşı karşıyayız. 


Frank kız arkadaşıyla ciddi sorunlar yaşamaktadır ve erkekliğini (baba olma kapasitesini ispatlamak için) kızın yeğenini kaçırır ve kano turu ve kamplı bir haftasonu geçirir. Ama bunun normal olmaya yaklaştığı anlar bile yok. 


Frank'in aptallık sınırlarında gezinen doğası sürekli sorun yaratmakta ve başını belaya sokmakta. Ama bu öyle bir hal alıyor ki bir yerden sonra sinirleriniz bozuluyor ve sinirden gülüyorsun (bu olumsuz değil. bu etkiyi yaratabilmesi filmin iyi yanı zaten) . 


Bu sinir bozabilecek kadar iyi film oldukça keyifli ve izlenilesi. Bence 2012'de en sevdiğim filmlerden. 


İzleyin efendim. 

8/10 


09 Ocak 2013

The Raid Redemption

arkadaş aksiyonun da bir sınırı olmalı.

İzlerken ne yoruldum ne yoruldum. Tamam küçükken oynadığımız wolfstein diyebir oyun vardı ona benziyor. Bir de old boy'a da benziyor ama maalesef gereksiz aksiyondan fazlası değil. Bir sürü kişi beğenmez bu yorumu ama transporter'a aşıksan bunu da seversin. Böyle de katagorize ederim insanları. 

İyi günler. 

03 Ocak 2013

2012'nin En İyi Filmleri

Askerlik, iş aramalar, düğün, şehir dışı seyahatleri derken bu sene çok az film izledim. Son 15 yılın en az filmini bu sene izlemiş olabilirim hatta. Ama adettendir en iyi filmler seçkisini yapalım bakalım. Yazamadığım filmler var. Aklıma gelmezlerse yapacak bir şey yok.





1- Once Upon A Time in Anotolia   

(gerçekten izlediğimde dumur oldum. bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. bu kadar zamansız coğrafyasız bir film izlediğim için şanslı hissettim kendimi) 


2 - Moonrise Kingdom  
(bu adamın bol karakterli çok anlatımlı filmleri hem doyurucu hem de eğlenceli. sevmemek mümkün değil bence bu genç Badlans kaçkınlarını) 

3 - Klovn: The Movie
(Bu kadar gülüp bu kadar gerildiğim rahatsız olduğum bir film oldu mu diye düşündüm durdum 2 gündür. Kara komedi. Joe yanlış yapmadan boktan çıkmıyordu. Bu doğru yapmadan boka girmiş durumda) 

4 - Black Mirror   
(Tv de yapılan işler artık sinemayı yakaladı ve black mirror geçebileceklerinin en güzel göstergesi) 

5 - Codayi-i nadir ez simin  
(geçen sene filmi ama ancak izledim. detayların ne denli önemli olduğu ve önyargısız bir gözlemci olamayışımızı yüzümüze vuran güzel film) 




6 - Amour   
(aşk bu kadar sade ve bu kadar çarpıcı olmamıştı. aşk rahatsız eder. haneke anlatıyorsa    daha çok rahatsız olursun) 

7 - Midnight in Paris   
(geçmişe saplanma. günün kıymetini bil canım benim diyen bir woody allen filmi. barcelona ve roma'dan daha güzel) 


8 -  2 Coelhoes 
(Brazilyadan güzel bir film. hayatının planını yapan bir adamın öyküsü. sonra detaylı yazacağım)


9 - The Kid with A Bike 
(Gerçekten sinemanın duruluğu çocukların saflığı kadar şaşırtıcı olabiliyor. ) 


10 - Looper  
(bilimkurgu seven özleyen bünyeye ilaç gibi gelmiş filmdir. genel sevmese de bence akıcı ve başarılı) 



Intouchables   ırkçı söylemi ve mücadeleci tavrı güzel. açılış sekansı çok heyecan verici
Take Shelter  gerilim dozu iyi bağımsız sinemadan güzelörnekti.
Cabin in the woods  sevmediğim korku sinemasına girişi sağladı. 


The Angel's Share   Loach film çektiği her sene benim listeme girer kanısındayım
Hobbit senenin büyük prodüksiyonuydu. 
Terreferma  yılın siyasi filmi olarka dikkat çekiciydi. İtalyan aile filmlerini özlemişim. 



  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP