1950 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1950 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Mayıs 2011

I Soliti Ignoti

öncelikle inanılmaz eğlenceli bir film.


Birbirinden alakasız karakterlerin bir araya gelip bir soygun yapmaya çalışması ve sonrasında hayatlarının yine bambaşka yönlere savrulmasını anlatan bir film.

filmde çalışmanın kötülüğü üzerine dizilen sözlerden sonra aşık olmamak elde değilse de farklı konulardaki taşlamaları da gayet başarılı. yani alt metni doldurmuş demek doğru olacaktır.

bazı kurgusal hatalar olsa da (tek kadın soyguncunun ayrıldığı eski sevgilisi ölünce sebepsiz ortadan yok oluşu gibi) bazen kolaya kaçtığı düşünülse de oldukça eğlenceli (bu yıl en çok güldüğüm film açık ara) ve hareketli.

Şiddetle tavsiye edilir.

Not : Film her biri başka özelliğiyle soyguna katkı sağlayan adamlardan oluşmasıyla Ocean's Eleven'a öncülük yapar gibi. Bob Le Flambeur'un eğlencelisi gibi yani.

01 Eylül 2009

Rashomon

Güneşi gösteren adam.

Kurosawa'nın dünyaya adını duyurduğu film bu. Siyah beyaz ve Japonca. Biliyorum ki sırf bu bile bir çok insanın bunu izlemesine engel olur. Ha bir de 1950 yapımı. 80 yapımı filmlere "eski" diyen zihinlerdeki 1950 imajını düşünsenize.

Kurosawa'nın çıkış yaptığı bu film En İyi Yabancı Film Oscar'ının alınca dikkatleri çekmeye başlıyor. Zaten ardında Kurosawa dünyanın en etkili, iyi ve tanınan yönetmenlerinden biri haline geliyor.

Nedir peki bu filmi bu kadar özel kılan?
1- Bir olayı farklı kişilerin gözünden anlatarak bize doğrunun ve olanın hangisi olduğu fırsatı vermesi mi? (Burada düşünülmesi gereken örnek "Run Lola Run" olaiblir.)
2- Yoksa bizi (3.fotoğrafta görüldüğü üzere) olayları dinleyip karar vermesi gereken kişi yaparak yargıç yapmayı başarması mı?
3- Sinema tarihinde, güneşi çeken ilk insan olması mı? (2.fotoğraf) Ve güneş ve gölgelerden bu denli güçlü yararlanması mı? (Aslında gölge deyince "Third Man" gelir akla)
4- Etkileyici oyunculukları mı?
5- Yoksa insanlığımızı ve insanlığa olan inancımızı sorgulamamıza sebep olması mı?


Bir sinema filmi olarak döneminin çok ötesinde bir film. Kocasıyla giderken bir haydut tarafından tecavüze uğrayan bir kadın, onun olayın sonunda(filmin henüz başında) öldüğünü öğrendiğimiz kocası ve onlara saldıran haydut. Bunlara filmin başındaki yürüyüş sahnesiyle akıllara kazınan (kamera çekimi sebebiyle) ve Kurosawa'nın vazgeçilmez oyuncularından biri de ekleniyor. Zaten nerdeyse! minimal denebilecek bu film bu insanların etrafında geçiyor. Bu üçlü arasında olan ve bizim bu üçlünün (dörtlü!) ağzından, sırayla dinlediğimiz hikayeleri var. hangisinin gerçek olduğuna inanmak güç. Karar merci ise sizsiniz. Biziz.

Sinemanın her döneminde her türlü adama ilham kaynağı olmayı başarmış, Sheakspear uyarlamalarıyla insanı etkileyen, Star Wars'a esin kaynağı olarak bizi bizden alan Japon sinemasının en iyi yönetmenlerinden birinin çıkış filmini mutlaka izleyin. Herkese tavsiye etmiyorum. Ama yağmur ve yıkık bir tapınak ve içindeki insanlık savaşı için görülmeli.

9/10

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP