Rashomon
Kurosawa'nın dünyaya adını duyurduğu film bu. Siyah beyaz ve Japonca. Biliyorum ki sırf bu bile bir çok insanın bunu izlemesine engel olur. Ha bir de 1950 yapımı. 80 yapımı filmlere "eski" diyen zihinlerdeki 1950 imajını düşünsenize.
Kurosawa'nın çıkış yaptığı bu film En İyi Yabancı Film Oscar'ının alınca dikkatleri çekmeye başlıyor. Zaten ardında Kurosawa dünyanın en etkili, iyi ve tanınan yönetmenlerinden biri haline geliyor.
Nedir peki bu filmi bu kadar özel kılan?
1- Bir olayı farklı kişilerin gözünden anlatarak bize doğrunun ve olanın hangisi olduğu fırsatı vermesi mi? (Burada düşünülmesi gereken örnek "Run Lola Run" olaiblir.)
2- Yoksa bizi (3.fotoğrafta görüldüğü üzere) olayları dinleyip karar vermesi gereken kişi yaparak yargıç yapmayı başarması mı?
3- Sinema tarihinde, güneşi çeken ilk insan olması mı? (2.fotoğraf) Ve güneş ve gölgelerden bu denli güçlü yararlanması mı? (Aslında gölge deyince "Third Man" gelir akla)
4- Etkileyici oyunculukları mı?
5- Yoksa insanlığımızı ve insanlığa olan inancımızı sorgulamamıza sebep olması mı?
Bir sinema filmi olarak döneminin çok ötesinde bir film. Kocasıyla giderken bir haydut tarafından tecavüze uğrayan bir kadın, onun olayın sonunda(filmin henüz başında) öldüğünü öğrendiğimiz kocası ve onlara saldıran haydut. Bunlara filmin başındaki yürüyüş sahnesiyle akıllara kazınan (kamera çekimi sebebiyle) ve Kurosawa'nın vazgeçilmez oyuncularından biri de ekleniyor. Zaten nerdeyse! minimal denebilecek bu film bu insanların etrafında geçiyor. Bu üçlü arasında olan ve bizim bu üçlünün (dörtlü!) ağzından, sırayla dinlediğimiz hikayeleri var. hangisinin gerçek olduğuna inanmak güç. Karar merci ise sizsiniz. Biziz.
Sinemanın her döneminde her türlü adama ilham kaynağı olmayı başarmış, Sheakspear uyarlamalarıyla insanı etkileyen, Star Wars'a esin kaynağı olarak bizi bizden alan Japon sinemasının en iyi yönetmenlerinden birinin çıkış filmini mutlaka izleyin. Herkese tavsiye etmiyorum. Ama yağmur ve yıkık bir tapınak ve içindeki insanlık savaşı için görülmeli.
9/10
2 yorum:
şimdi izleyince çoğu insana yavan gelebilir ama zamanına ne kadar filmi etkilemişdir bu film.... korkunç orakçı, 12 kızgın adam, olağan şüpheliler, son olarak bakış açısı hep bu film o eşsiz kurgusundan nasiplenmilerdir.... ayrıca siyah beyaz bir film olmasına göre olaylara öyle ustaca yerleştirilen o yüksek düşük parlaklıklara da dikkat etmek lazım... bir de haydut rolunde ki toshiro mifure'yi izlemekde ayrı zevk... mifure daha sonra yedi samuray ve yojimbo da tekrar kurosawa iyi çalışacakk... belki de kendisi joapnların çıkardığı en iyi oyuncu....john wayne westren için neyse mifure samuray filmleri için odur....
mifure için görüşlerine katılıyorum. Hidden fortres ve yedi samuray da mükemeldi.
12 kızgın adam kesin etkilenmiş. çok bariz. ve bir dürü filmi etkilemiş.
şaheser olduğu kesin.
Yorum Gönder