Redd Archive Floyd
Şimdi bu yazıya otobüsten inip eve giderken çıkılan bir yokuşta, günün yorgunluğunun üstüne şarkının insan üzerinde bıraktığı etkinin ne kadar koyu olduğunu anlatarak başlamak isterdim ama ben düz bir adamım. O yüzden yazdığım şeyler çok bir şeye benzemez.
Redd'in yeni albümünü ipodumun shuffle modu sağolsun ziyadesiyle dinledim. Dinledikçe de sevdim. Sonra anladım ki bu bir konsept albüm. Sonra sırayla dinledim. Son dönemde dinlediğim az türk grubundan biri oldular. Yeni albümleri oldukça türk standartının dışında. Şaşırtıcı olabilir ama çok fazla Pink Floyd tadı ve tonları taşıyor. Zaten ilk şarkı "çığlık" bile bunun böyle olduğunu ispatlar durumda.
Şimdi Pink Floyd'u ziyadesiyle seven biri olarak bu albüme biraz kulak verince aslında düzgün bir albüm olduğunu göreceğinize inanıyorum. En azından inanılarak samimi bir albüm olmuş. Ucuz bir kopya gibi değil.
Dün Emre'yle konuşunca hem fikir olduğumuz başka bir güzel grubun da Pink Floydvari şeyler yarattığını gördük. Aslında görmüştük zaten de tekrar hatırladık. Sevgili bir arkadaşımın bana tanıttığı ve sonrasında ziyadesiyle sevdiğim bir grup haline gelen Archive 2009 çıkışlı albümüyle gerçekten beni etkiledi. Ayrıca eski albümlerden şarkılar da insanı alır götürür cinsten.
Bunlar tavsiye edilesi şeyler.
Bu yazının sinema bloguyla alakası ise şudur: Ne demişti Jarmush?
Hiçbir şey orijinal değildir. hayal gücünüzü gazlayan, sizi ilhamla titreştiren her yerden çalın. eski filmlerden, yeni filmlerden, müzikten, kitaplardan, resimlerden, fotoğraflardan, şiirlerden, rüyalardan, rastgele sohbetlerden, mimariden, köprülerden, tabelalardan, ağaçlardan, bulutlardan, sulak havzalardan, ışık ve gölgelerden beslenin. sadece ve sadece ruhunuza seslenen şeyleri malzeme alın. bunu yaparsanız işiniz (ve hırsızlığınız) özgün olur. özgünlük paha biçilmez, orijinallik safsatadır. bunları yaptıktan sonra da hırsızlığınızı saklamakla uğraşmayın, tam tersine değerini bilin. jean-luc godard’ın “nerden aldığınız değil, nereye götürdüğünüz önemlidir.” sözünü hep aklınızda tutun.
5 yorum:
bu image, uzunca bir sure, masaustumu suslemistir. cok ama cok sevdigim bir sozdur. sana yollamis olma ihtimalim yoksa, ki ben hatirlamiom ole bisey. ayni seyi senin tesadufen bulman da cok sasirtici olmus..
yazi ise 10 numero..
redd in son albumune gelecek olursak, ki arkayv'a diyecek tek sozum yok. hakikaten cok guzel bir album bence de.. neden mp3 player'ima atmadiysam..
bunu jarmush'la ilgili bir yazı okurken gördüm. aslında altyazıda jarmush okuyup ardından nette de birşeyler tararkendi.
ben de çok sevdim yazıyı.
godardı da severim zaten.
baya büyük bi arşivi shuffle'da dinlerken şans eseri archive çaldığında 19 yaşındaydım. again çalıyordu. yaklaşık 15 dk. falandı, belki de daha uzundu ne bileyim. fakat dinlediğim en süper eserlerden biriydi diyebilirim.
pink floyd ile tek ortak yanı sanırsam sözler ve synthesizer.
bir de bütün albümlerini hatmetmiş biri olarak son albümün aralarındaki en kötüsü olduğunu rahatça söylerim fakat, bullets ve dangervisit albume yakışmayan iki harika parça, hakkını yemeyim.
dinletin etrafınızdakilere efem.
avrupayla türkiye gibiyiz sayın jack. sizi 7-8 yıl geriden takip ediyorum :) aslında avrupayla yunanistan gibi onların arasındaki fark daha az.
düşünün bu albüm bu adamların kötü albümü. eskiler nasıl güzel demek ki. az biraz dinledim iyilerdi gayet. klipler çok alakasız o ayrı.
pink floydla tek ortak yanı da sanırım bana onları hatılatması. teknik olarak bir bağ olmayabilir. hemen kanmayın sözüme.
"iyi gruplar kötü klip çeker" jimi.
Yorum Gönder