'en uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan'
31 Mart 2009
29 Mart 2009
Seven Pounds
Bir pound=450 gram.
7 pounds = 3 kilo 150 gram.
Bir film için fazla bir ağırlık. Yani 2 saat bununla film mi izlenir yahu?
Kaldırılmayacak türden değil de gerek olmayan türden.
Adı gibi 7 puan vermek isterdi gönül ama zorla 6/10 veriyorum.
Evet lütfediyorum. Will hemen beni aramazsın bu puan daha da aşağı düşer haberin olsun.
28 Mart 2009
96 Saat
Harrison Ford filmi vardı. Fransa'da karısı kaçırılıyordu. O da şehrin altını üstüne getirip onu arıyordu. Frantic. Polanski filmi. Ortalamaydı. Taken da öyle.
Taken tam bir Avrupa filmi. Fransız yönetmen, Fransız yapımcı, Avrupalı dağıtım şirketi. Film Fransa'da geçiyor. İrlandalı aktör. Ama tam bir Hollywood filmi.
Şimdi bunları diyorum ama filmi beğendim. Eli yüzü düzgün(bu benim klişe lafımdır valla). Aşırı korumacı tavırlar içinde olan eski CIA ajanı olan Bryan, boşandığı eşiyle yaşayan kızının Paris seyahatine karşı çıksa da kabul etmiştir. Olaylar da böyle başlar zaten. Kızının yanında olduğunu hissettirmek için bunu kabul eder ve kızı daha Paris'e iner inmez kaçırılır. Aldığı bilgiler doğrultusunda 96 saat içerisinde kızı buldu, buldu. Bulamazsa bir daha göremeyeceği belirtilir eski arkadaşlarınca.
Liam Nilson daha önce de aksiyon gilmlerde oynadı ama bu rolde bence çok iyi olmuş. Baba tavırları yakışmış. Gerçekten eski ajan havası da var. Ama Paris'in altını üstüne getiren bir Bryan karakteri var ki. Dillere destan. Hardcore bir kahraman. Kızım olmadan asla diyen cinsten bir adam. Bu uğurda 20 cinayet işler, 3-4 patlama yaratır, kötüleri haklar. Hepsini de 90 dakikada yapar. Pardon 96 saatte.
Filmi sevdim. Türlerinden daha gerçekçi duruyordu. Adamımız profesyonel ve bunun gereği olarak biz bile onun hakkında çok az şey biliyoruz. Soğukkanlı ama bir babanın telaşesi içinde. Abartılmış sahneleri saymazsak film akıp gidiyor olmasıyla bile artıyı hakediyor. Ama o klişe ve aceleye getirilmiş son niye. 10-15 dakika uzun olsa ne olurdu ki. Zaten bir solukta izledik. Aceleye gelen son aslında bizi iyice Hollywood filmi izliyor havasına sokuyor.
Ama Banliyö 13'ü çekmiş biri oladuğunu düşünürsek yönetmen yine iyi bir iş çıkarmış. Hem de cesurca ve gereksiz şekilde İngilizce bir film yapmış. Pierre Morel'nin sonraki filmi From Paris with Love ile Fransa'da geçen aksiyon filmlerine devam edecek gibi. 3 yıl sonra hatırlanmayacak olsa da anı kurtarmak için ideal. James Bond'dan hallice, Bourne'un yanına yaklaşamaz. Frantic gibi işte.
7/10
22 Mart 2009
Finlandiya Yapımı Filmler
Gönderen Porco Rosso zaman: 19:54 5 yorum
Etiketler: Finlandiya
Devrim Yolunda Sıkılan Her Mermi Mübahdır
Makyavel'in Prens'ini okuyorum. Politik liderin nasıl olması gerektiğini anlatan 1500'lerde yazılmış bir kitap. Bir hükümdar olarak yapman gerekeni sürekli tekrarlamış : Amaç için her yol mübahdır.
21 Mart 2009
Bir Yıldız Daha Kaydı
Tam 5 yıl oldu bu yeniden çevrim dizi başlayalı. 4.sezon bitti diyorum çünkü son sezonu ikiye böldüler. Şimdi hayatımda ilk defa bir yabancı diziyi bitirdim. Bir sürü dizi izledim ama ya sıkılıp bıraktığımdan ya da ya da hala devam ettiklerinden birini bile bitiremedim. Ta ki dün geceye kadar. Battlestar Galactica hiç de muhteşem olmayan bir sonla bitti.Battlstar Galactica 4.sezon finaliyle ekranlara veda etti.İyi ki de etti.
Gönderen Porco Rosso zaman: 22:05 0 yorum
Etiketler: Battlestar Galactica, dizi
12
Modernize edilmiş bir yeniden yapım. Coğrafyaya, tarihe uyarlanmış.Ustanın elinden çıkandan daha kötü olmamış.
Inglorious Basterds
Gönderen Porco Rosso zaman: 09:45 0 yorum
Etiketler: beklenen film, tarantino, Trailer
20 Mart 2009
Rachel Getting Maried
Film iki kız kardeş arasında geçiyor gibi görünse de asıl meselenin düğünün kendi olduğu aşikar. Hava durumu, katılacaklar, aile olmak ve genişleyen kültürel topluluklar.Katılmak isteyeceğiniz nadir düğünlerden Rachel'ın ki.Tabi aileden değilseniz.
Kym küçük kardeşinin ölümüne sebep olduğu için 10 yıldır rehabilitasyon görmekte ve kardeşinin düğünü için birkaç günlük izin almış. Düğünün olduğu büyük kır evine geliyor. Ve bu günlerde geçmişle ve kendileriyle hesaplaşmalarını görüyoruz.
Filmde ki karakteriler bazıları iyi mi kötü bilmiyoruz bile. Çok da önemli değil. Çünkü bunu filmin sonunda Robert Altman'a teşekkür edildiğinde anlıyoruz. Altman'ın filmlerindeki karakter bolluğunun esin kaynağı olduğu aşikar.
Müzikleriyle insanı etkileyen, aile içi ilişkilere iyi değinen, iki kızkardeş ve bir trajedinin iyi işlendiği bir film Rachel Getting Maried. İyi bir bağımsız. Ve değinmeden geçemeyeceğim. İki kardeşin bir düğünde sürekli tartışmalrı size bir şey hatırlattı mı: Evet. Margot at the Wedding.
7,5/10
18 Mart 2009
Güneşi Gördüm
Etrafımda ve internette pek çok elitist şunu diyor: Mahzun Krımızıgül'den yönetmen mi olur? Onun çekeceği filmden ne olur?
17 Mart 2009
Yıldızlar Caddesi
16 Mart 2009
Frozen River
fakirlik, sosyal sıkıntılar, bürokratik problemler, insani durumlar her şey hikayenin bir yerinde bekliyor. filmin küçük ama etkili hikayesinden sert birer öğe olarak kendilerini belli ediyorlar. bazı yerlerde ırkçılık, bazı yerlerde cahillik olarak beliriyor bütün bu gerçeklik parçaları. bazen empati kurmayı bile imkansız kılıyor. hayal kurmanın gerçek dünyada nasıl durduğunu insanın yüzüne çarpıyor.
yönetmen hikayesini allayıp pullamamak, dramatik dozajını suni biçimde şişirip gözyaşı sağanağına çevirmemek için bütün yapay elementlerden uzak duruyor. çok da iyi yapıyor. pürüzlü hikayesi, beyaz ve mohawk iki annenin yasadışı dünyanın sınırlarına giren halleriyle kıtalararası olarak bile hissedilebiliyor. insanın içinde acı bir tad bırakıyor. derdini anlatıyor. derdini anlatabilmek çok mühim. başka birilerinin derdinden haberdar olmadan kendi derdini en büyük görür insan. courtney hunt, frozen river’da soğuğun içine saklanarak güzel anlatıyor.
ve sonunda filmini kapatırken bir biçimde o soğuğun içerisinden insanın içine bir ateşi bırakıveriyor. bir bağ, bir umut, bir olasılık ama bir şey bırakıyor. mutlu son gibi değil. gerçek dünyada olabilecek bir kendini iyi hissetme anı.
biz de melissa leo’ya ve misty upham’a gönlümüzün ödüllerini veriyoruz ve bu film vesilesiyle bağımsız sinemanın varoluşuna şükrediyoruz.
11 Mart 2009
Bir Alışverişkoliğin İtirafları
09 Mart 2009
Sessiz Bir Adamdı
Kadrosuna baktığınız zaman göz dolduran bir film “He was a quiet man”. Yönetmen koltuğunda ise Cappello.
Başrolünde Christian Slater, John Gulager ve Elisha Cuthbert oynuyor. Bu dolu kadroya iş yerinde ve çevresinde kimseyle konuşmayan Bob’un bir gün işyerini kan gölüne çeviren kendini kaybetmiş arkadaşını vurarak kahraman olmasını ve bunun sonuçlarını anlattığını duyunca izlememk olmaz dedim. Filmi 2008 mayıs gibi izledim. Bakmayın vizyona yeni giriyor. Bu güzel kadro ve hikayeye yüzyılın en büyük yönetmenlerinden biri olan Coppola. İşte bu kombinasyonla oturunca yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam size.
Ne kötü bir film, ne kötü senarya ne kötü görsel efekt koyma çabası.
Filmde anlatılmak istenen tam olarak şu gibi : hayatını hayallerle süsler, yaptıklarınla pislersin. çok kurcalamamak lazım, olduğu gibi iyidir.
Ben yönetmenin de çok kurcalamaması gerekirdi diye düşünüyorum. işin garip tarafı okuduklarım filmin beğenildiğine işaret. Hem bu hem de kötü film yüzünden afişteki kurşunlardan birini beynime istiyorum.
Bir sebebi daha var o kurşunu istememin. Evet filmi Coppola filmi sanarak izledim ki etrafımda bu gaflete düşen tek kişi ben değilim. Aynı şaşkolozluğu yapanlar var. Evet arkadaşlarım da bana benziyor. Cappello nedir ya? Bu kadar kolpa olur.
08 Mart 2009
Yeni Çıkan Dvdler 2
Gönderen Porco Rosso zaman: 14:16 0 yorum
Etiketler: yeni çıkan dvd
Three Monkeys
Gönderen Porco Rosso zaman: 03:54 0 yorum
Etiketler: Sight and Sound, Türkiye
Duman yeni albümden yeni şarkı
Gönderen Porco Rosso zaman: 01:48 0 yorum
Etiketler: müzik, yeni albüm
05 Mart 2009
Sonsuz Liste
Gönderen Porco Rosso zaman: 12:50 2 yorum
Etiketler: bağımsız, istanbul film festivali, romantik-komedi
Bu Blogda Ara
Liste Liste Liste
Eskiler
-
▼
2009
(170)
-
▼
Mart
(19)
- Blood Simple
- Noi Albinoi
- Seven Pounds
- 96 Saat
- Finlandiya Yapımı Filmler
- Devrim Yolunda Sıkılan Her Mermi Mübahdır
- Bir Yıldız Daha Kaydı
- 12
- Inglorious Basterds
- Rachel Getting Maried
- Güneşi Gördüm
- Yıldızlar Caddesi
- Frozen River
- Bir Alışverişkoliğin İtirafları
- Sessiz Bir Adamdı
- Yeni Çıkan Dvdler 2
- Three Monkeys
- Duman yeni albümden yeni şarkı
- Sonsuz Liste
-
▼
Mart
(19)