Warm Bodies
Farklı zombi filmi.
Keyifli heyecanlı romantik. Bence oldukça başarılı.
Warm Bodies adı afişi ve genel hollywood algısı yüzünden büyük klişeleri olan bir film havası yaratıyor. Ancak World War Z'i de izledikten sonra (hatırlarsanız o klişeler yumağı salak bir filmdi) bu film sıcacık yenilikler barındırıyor.
Filmde "R" isimli zombimiz bildiğimiz zombilerden oldukça farklı. Düşünüyor ama hareketleri ve hayat tarzı zombiliğe bağlı. Bir gün Julie ile karşılaşır ve onu diğer zombilerden kurtarır. Onu saklar (alıkoyar). Sonra da onu zombilerle dolu bir havaalanından kurtarır ve The Walking Dead'in Major'u gibi kalan insanlığı kurtaran babasına ulaştırır.
Film bu aşamada değişiyor ve klişeleri yıkıyor zaten. İlk andan beri belli etse de sevginin her şeyin ilacı olduğundan yola çıkarak her şeyin iyileştirilmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. Sevgiyle en büyük gördüğümüz düşmanı bile anlayıp tanıyıp sevebiliriz diyor. (lan bir siyasi alt metin bulmasam bir filmde de ne güzel olacak oysaki)
Filmin yönetmeni Jonathan Levine bence oldukça eğlenceli filmler yapıyor. Önceki filmleri 50/50 ve The Wackness ile bu film birleşince bu kesin.
Oyunculardan Nicholas Hoult oldukça sempatik ve orta üstü, Teresa Palmer ise geleceğin yıldız adaylarından. Yaşı itibariyle değil zira 27 yaşında ama şimdiden bir Terrence Mallick filminde oynayacak. Büyük kriter.
8/10
1 yorum:
tipler alacakaranlık çiftine çok benzemiyor mu ya? benzemese iyiydi yani... onun dışında izlenebilir bi filmdi evet. müziksever zombi her zaman bulunmuyor.
Yorum Gönder