nick hornby etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nick hornby etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2010

High Fidelity

"what came first, the music or the misery? people worry about kids playing with guns or watching violent videos afraid that some sort of culture of violence will take them over. nobody worries about kids listening to thousands, literally thousands, of songs about heartbreak, rejection, pain, misery, and loss. did i listen to pop music because i was miserable? or was i miserable because i listened to pop music?"


Rob Gordon sinemanın gördüğü en gerçek karakterlerden olmakla beraber en doğal erkeği. Gerçek erkek tanımını yapar da zaten : "bencil, dürüst, duygusal". Ve buna ekler "Dünyanın zeki adamı değilim. Ama en aptalı da değilim."

16. kere izledim daha dün. En iyi beş listemde çok önceden yeri hazır zaten. Nick Hornby'nin aynı adlı kitabından uyarlanan bu Stephan Frears filmi hayatım boyunca en çok izlenen film olma özelliğini zannetmiyorum ki kaybetsin.


Customer: Do you have Soul?
Rob : That all depends.


17 Ocak 2010

An Education

Bilmelisin ki ...
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pismanligin uzun yillar
sürüyor. *


Peter Sarsgaad'ı heralde ilk defa gülerken gördüm.

Hayatın sadece sınıfta öğrenemeyeceğini ve eğitim, aile ve aşk hakkında bir şeyler söyleyen büyük bir klişe an education. ne romantik komedi ne gençlik film ne de ahım şahım bir hikaye. nick hornby 1960lar dan bir hikayeyle çıkıyor karşımıza ama bize hiçbirşey sunmayan ve üstelik eski türk filmi tadında gidip biten bir film sunuyor.

tek hayali -babasının da zoruyla- oxfordda okumak olan akıllı ama aslında güzel de olan kızımız bir aşka savrulur ve sonuçlarıyla karşılaşır. burdan bizi eğlendiren tek şey ise bahsi geçen tablo, şarkı ve buna benzer sanat diyalogları. başka da bişey yok.

5/10

*can yücel

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP