robert downey jr. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
robert downey jr. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2010

sherlock holmes the gypsy

çingene ruhlu zeki serseri bir ingiliz çekince
sherlock holmes da çingene ruhlu zeki serseri bir ingiliz olmuş.


Sıkılmamak önemli bir kriterdir her zaman. Zaten bir Sherlock Holmes filmi izlerken zekasından ve geriliminden dolayı sıkılacağınızı düşünmezsiniz. O zaman bu filmi iyi yapacak şey nedir? Yenilik katacak? Parlak oyuncular ve Hollywood aksiyonu mu? İngilterde böyle bir şey yapınca olmuyormuş - gerçi hiçbiryerde olmuyor.

Sevdiğimiz yönetmen hikaye ve oyuncular var sıkılmıyoruz da ama yetrli gelmiyor. Yeni bir şey bekliyoruz. Sherlock Holmes'u bohem, çingene ruhlu dövüşken göstermek değil ama sadece. Anlatım üzerinde de. Yakaladığı farklı olan tek şeyi (düşün planla ve uygula temalı sahneler) bir kaç kez yapınca sıkması da cabası.

Kitap ve karakterden fazla uzaklaşmış. Akıcılığını ve klişe yumağını hollywood'dan almış. Lethal Weapon'un dönem İngilteresinde geçeni olmuş.

Olmamış Guy. İkincisini çekecek olman ise hiç olmuyor.

6/10

25 Haziran 2009

"They'll Only Miss You When You Leave" dedi "A Guide to Recognizing Your Saints" filmindeki çocuk!

"Herkesi terk ettim. Ama merak etmeyin bu kitabın sonuyla ilgili değil. "


Linki tıklayıp dinleyin şarkıyı.
ayrıca lanetliyim. 4 güne 10 tane bela ve bolca zaman-para kaybı sığdırdım. Can sıkıntılarını saymıyorum. Yol yakınken bırakın gidin, belki özlerim sizi ama kendinizi kurtarırsınız.



Bu filmi izlerken kafamda bu şarkı çaldı. They'll Only Miss You When You Leave. Zaten biter bitmez elimin onu açması da tesadüf olamaz. Gitmek üzerine bir film gibi A Guide to Recognizing Your Saints. Bir mahalle filmi gibi. Ya da bir gençlik filmi gibi de olabilir. Aslında geçmiş ve özlem hakkında. Biraz da hesaplaşma. Aslında en çok kaçmak hakkında. Siz kaçınca birilerinin sizi özleyeceği sonucunu gösteren.


Sıkılmadan, yormadan, bizi içine sokmayı başararak, farklı anları farklı gözlerle, lenslerle göstererek anlatılan bir hikaye. Kitabın yazarının otobiyoğrafik eseri ardından, filmin hem senaryosunu çekip hem de yönetmesi sanırım kendi hikayesini özgünleştirebilmesi ve kişisel noktalara daha iyi değinmesini sağlamış.


"Herkesi terk ettim. Ama kimse beni terk etmedi."


9/10

08 Haziran 2009

charlie bartlett


Peşin itiraf : Filmi Kat Dennings için izledim.

Madem tersten başladık; notum 7/10.

Charlie babası hapiste olan, asi, gittiği tüm özel okullardan atılmış, delibozması güzel annesiyle uğraşan zeki ama haşere çocuktur. Mükemmel tanım oldu. İzlemeseniz de olur filmi.

Charlienin en büyük takıntısı popüler olmaktır ve bunun için yapmayacağı şey yoktur. Kavga, ilaç satmak, hocalara baş kaldırmak korsan cd satmak. Ama ona popülerliği getiren insanları dinlemeye başlaması oluyor. Onlara terapi yapıyor arada ilaç yazıyor ve insanlar tarafından sevilmeye başlıyor. Sonra Kat Dennings çıkıyor ve ona aşık olan adamımız aynı amanda okulun müdürü olan babasıyla uğraşmaya başlıyor. İşin iginç tarafı babanın derdi charlie ile aynı. Eşi onu terk etmiş, saygınlık değil sevilmek istiyor ve alkolle boğşuyor. Charlie okulun iyi bir yer olması için çaba sarf edip kendi kişiliğini geliştirirken filminden nerden gelip nereye gittiini anlamadan film bitiyor.

Evet. Film gerçekten 90 dakika olsun diye birden bitmiş. Oysa bir 10 dakika ile herşeyi netleştirip bitirebilirdi. Sonuçta bu bir Nuri filmi değil ki nasıl bittiğine biz karar verelim ya da zihnimizde canlandıralım. Amerikan gençlik filmiyse sonu olacak bir kere. Puanlar ordan gitti.

En güzel yanı sıkılmadan izlenmesinde. Sıkılmak istemiyorsanız tavsiye olunur efem.

Kat Dennings diyorum başka bişey demiyorum. Ama şimdi daha güzel, toyluğunu atmış 2 sene sonra feci bişey olur. Ben diyorum.2 sene sonrada derim ben size söylemiştim diye.

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP