13 Ağustos 2009

İzmir Ankara arası Sinema Festivali

İzmir - Ankara arasına 4 film sığdıracağım aklıma gelmezdi. 2 saat uyku 15 dakika mola bir de.

Reklam yapacam ilk defa. Pamukkale'nin Pamukyol diye bir seferi var. Şu 3 koltuklu otobüsler. Herkesin kendi ekranı var ve herbirinin içinde de 30-40 tane film, 3-4 tv kanalı, müzik yayını falan var. Mümkün değil yolda rahat koltuğuna oturup sıkılamazsın. İlk defa bir yolculukta bir şey okumadan yol bitti.

Eğer çoğunu görmüş olmasam eğlence katsayısı artardı. Neler yoktu ki:
Stranger Than Fiction, Be Kind Rewind, Crash, 28 Weeks Later, Persapolis ... Uzuyor liste. Aksiyon da var, romantik komedi de. İyi yani. Şiddetle tavsiye ederim.

Neler izledim peki?
23 Numara. Bir daha Joel Schumaher izlemeyeceğime yemin etmiştim.
Keşke yeminimi bozmasaydım. Ama burdan herkese duyuruyorum ki bir kez daha ve son defa yemin ediyorum bu adamın filmlerini izlemeyeceim.
Bir de Michael Bay var.

Film nasıldı? Bir kitap okursun hayaın değişir. Bir kitap okursun kendini kaybedersin. Sonra geçmişini öğrenirsin. Ama Jole iyi adamdır, filmlerindeki adamlar da öyle. Eskiden katil olduğunu öğrenmiş psikolojik sıkıntıları olan adam erdemli davranır ve adalete teslim olur. Biri de bu adamı alsın götürsün.

Ps: I love You. Dear Frankie'den sonra Gerard Butler'ı tekrar mektuplar arkasında görmek beni şaşırttı ve üzdü. Kocaman da adam. Kaslı falan, yakışıklı uzun boylu. Oynadığı filmlerse Macera Adası, Dear Frankie ve Ps I Love You. Lan ya çocuk filmi ya da romantik komedi. Hiç yakışmıyor.
Bu film ise kötü. İyi diyenin alnını karışlarım. Bu bir başarı hikayesi, hayır bir aşk hikayesi hayır süperman. Valla Gerard gibi kocan olsun isterse mezarda olsun.
Bir sürede romantik komedi izlemeyeceğim. Evet otobüste izlediklerime bir süre ara veriyorum ama yine de hizmet süper bak.



Çılgın Garsonlar : Hayatta izlediğim en gereksiz filmdi heralde. En kötü olmaması ise enrteresan. Hayatta bir şey olmayıp garson olmuş ve kendi iç dünyalarında takılna bir grup adam ve kadın mutfakta neler yaşıyor onu göryürouz. Bir günde olabilecekler, hayatı sorgulama ve bir sürü anlamadığım şey. Neyse izlemeseniz de olur. Anca film bulamayınca otobüste izlenir.

Son film ise Becaming Jane idi. E okadar kitaptan dönem filmi olur da Jane'in kendinden olmaz mı? Oldukça kötü gereksiz bir film. Yarım kalmış bir aşktan başka hiçbir esprisi yok bu filmin. Ki o filmlerin yarısında işlenen bir konu. Gereksiz bir şatavat. Gereksiz zaman kaybı.


Kötü filmler benim tercihimdi. Bir filmi tekrar izlemek hoşuma gitmediği için bunları seçtim. Yoksa daha da eğlenceli olacağı kesindir yolculuğunuzun. İyi yolculuklar efem.


6 yorum:

S 15 Ağustos 2009 12:29  

becoming jane bence guzel bir filmdi. neden bilmiyorum. aslina bakcak olursan filmi bile hatirlamiorum cok. ama ben sevmistim. sanirim jane austen'le ilgili olan her seyi cok seviyorum.

her jane austen okuyucusu kadin gibi ben de keske o donemde yasayasmisim lan diyorum zaman zaman. ama olmaz benden. o elbiseler falan..

Allegra'nde 17 Ağustos 2009 10:04  

benim otobüs firmasını soruyorsund a seninki benimkinden halliceymiş.

Porco Rosso 17 Ağustos 2009 21:07  

di mi ya?
bayağa iyiydi otobüs. hem de 3 tl fark ile. hiçbirşey yani.

tavsiye ederim. ama senin filmi yine de yabana atmayacam. gerçi ucuz diye almışlardır ama olsun :)

7.oda 18 Ağustos 2009 08:45  

bu şoku ben de cuma akşamı kamil koçta yaşadım : 14.08.2009
ve ben de ilk defa kitap okumadan bir yolculuk yaptım bu yüzden :)

bence filmleri dublajlı izlemiş olmanın da kötü bulmanda etkisi olabilir :)

csyasoo 4 Eylül 2009 00:49  

Bunun öncüsü Anadolu Turizm.Egeli olanlar yada Ege ve çevresinde oturanlar iyi bilir.

Bu olay gerçekten şahane.Hele de benim gibi otobüste uyuyamayanlar için.Bende en kısa zamanda yazacağım bu durum ile ilgili bir yazı.

S 9 Ağustos 2012 13:43  

bir blog vesilesiyle nasıl flashback yapılırı yaşıyor olabilir insanlar.

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP