Two Lovers
Son dönemde izlediğim en iyi film. Tartışmasız, gözü kapalı tavsiye ederim. Saçma cümlelerimin, bu başlangıç çerçevesinde iyiye yorulmasını talep ederim.
Şimdi aşk filmlerini çok sevmem ama iyi dramaya bayılırım. Acı değil derdim. Acı ve sıkıntıların gerçeğe yakın ve beni sarsabilecek şekilde anlatılabilmesi şaşırttı beni hep. Yani ben en çok acı çektiğim anlarda, sadece zırlayabilmiş, onu yapmadığımda da bozuk plak gibi birşeyleri döndürmüş biri olarak bu kadar sade ve yalın anlatılan "acıya" bayılıyorum. Benim ki bayağılaşıyor. İçime oturan yumru bu yüzden. Yoksa filmin ağırlığı değil.
İçime oturan filmler hep erkeğin acı çektiği filmler. Ne zaman Leonard Cohen dinlemeye başladım ve bu sonra post-rock'a döndü ve Sheltering Sky, Kader gibi filmler beni Tyson'un kroşesi gibi yere serdi bilmiyorum. Büyümeye başladım heralde ( saçmalık, burada detaya girmekten korkan yazar kaçamağı yapıyorum ). Two Lovers direk bir kroşe indirmemiş olabilir. Ama oldukça seriydi. Özellikle finale doğru ayakta durmak iyice zorlaştı.
Çok güzel bir film Two Lovers. Çok şey anlatıp da bilinmesini istemiyorum. İki sevgilinin(?) çıkmazlarla dolu hikayesi ve ortalarında hayatın neresinde duracağını bilemeyen bir adam. Canı daha önce yanmış bir adam. Kime sarılacağını bilemiyor. Her erkek gibi zoru, imkansızı istiyor ama olanla yetinmeyi biliyor (biliyor mu). "Mantığının" sesini geç de olsa dinliyor. Bu bizi nasıl mutlu ediyor işte ben orada çakozluyorum. Gerçek diyorum. Garden State'de son sahne de kavuşan sevgilinin "Peki şimdi ne yapacağız?" demesi gibi gerçek. İnsanın zorda kalınca mantığa(!) bürünebileceğini görüyor ve bunun beni mutlu etmesinden korkuyorum.
Joaquin Phoenix bu film sonrası oyunculuğu bıraktım demişti. Ama son işiyse 10 numara olmuş.
Gwyneth Paltrow yine o soğuk sade güzelliğiyle etkilemiş.
9/10 Mutlaka izleyin efendim.
6 yorum:
filmde (yahutta kitapta) kendimden bi şeyler bulabildiğim ölçüde o filmi seviyorum.
başkalarınca çok seviliyorsa da bunun gibi bi nedeni vardır diye düşünüyorum..
herkesin inandığı bi şey var şu amına kodugumun dünyasında, benimki de bu :)
She Wants Revenge'in ''Tear You Apart'' klibini izleyince Joaquin Phoenix oyunculuğu bırakmasın istedim, bu filmi de merak ediyordum bu yazı sonucundaki tavsiyeye uyarak izleyeceğim. Bu arada yazıda kısacık da olsa Garden State'e selam çakılması şahane olmuş, kanımca romantizmi en gerçekçi ve sağlam kurguyla anlatan filmdir.
ortada aşk ve acı varsa kaderden bahsetmemek oolmaz.
aslında her iki filmde de red edilen erkek var. ama bekir olaya şu cevabı veriyor:
dedim ki bu kapı kader kapısı, burası sırat köprüsü...
ama dönemedim.
dedim ki oğlum bekir bu senin kaderin, bunu çekeceksin...
sensiz olmuyor uğur...
işte adama koyan da bu. elin amerikalısı başka düşünüyo, başka bakıyo herşeye
youtube açılmadı şarkıyı dinleyemedim. uyuz oldum. tear you apart yollarsınız artık siz de bana efem. çok severim garden state'i. en çok izlediğim filmlerden biridir valla.
http://rapidshare.com/files/263555820/She_Wants_Revenge-Tear_You_Apart__The_Number_23_OST_.mp3.html
tamam güzel film de... kapkara..bütün dünya böle deil yav,benim mantık(!) dediim de bu değil. Zaten bipolar bi adamın değerlendirmelerini ne kadar kendi mantığım olarak görebilirim.
Tek isteğim bütün kararlar böyle alınmasın,hayatımıza giren insanlar böyle insanlar olmasın. Yok değiller ,hatta çoklar bu yüzden gerçekçi;ama beni umutsuzluğa sürüklüyo bu tür filmler o yüzden bana başka şeyler lazım...Gerçi aptal umutlarla yaşamak ne kadar mutlu eder onu da bilmiyorum :/
Joaquin Phoenix e de baktım da bi çok filmini seviyomuşum,bence devam etmeli...(Bu arada gerçekten bipolar mı die düşündüüm rollerde oynamış hep :) )
kesinlikle kara olduğu için güzel.
hayat da öyle çünkü
Yorum Gönder