Evet insanın aklına tabuta canlı gömülmek deyince Kill Bill geliyor ama bu film ondan çok farklı bir yerde.
buried tek bir düşünceden yola çıkmış gibi. olabilecek en dar alanda film çekmek.
filmin tamamı bir tabutta geçmekte. ve beklenenin aksine alan olarak daha fazlasını vermemekte. işte bu sıkışmışlık conrayın telefonla konuştuğu yerleri ve kişileri bize göstermemesi, bizim de onunla birlikte tabutta sıkışmış gibi hissetmemize yarıyor. onunla beraber nefeslerimiz hızlanıp yavaşlıyor.
filmin baştan aşağı sistem bürokrasi savaş ve emperyalizm karşıtı oluşu bu dar alana rağmen bu eleştiri dozunu yüksek tutması yönetmenin ve görüntü yönetiminin üstün başarısından kaynaklı. daha önce hiç bir filminden çok memnun ayrılmadığım, ama bağımsız ruhuyla bizi etkileyen ryan reynolds da gerçekten iyi iş çıkarıyor. hem oyunculuğu hem de pek çok yerde filmin tanınırlığını ve ilgi çekiciliğini arttırarak.
buried ırak'a giden amerikanın saplandığı ve çıkamayacağı bataklığı resmediyor. bunun yanında amerikalıların insan hayatını (her iki tarafınkini de) nasıl hiçe saydığını tüm çıplaklığıyla resmediyor. büyük şirketlerin üç kuruş para için yaptıkları, yardım hatlarındaki büroksosi ve aptallıklar onun kadar bizim de sinirlerimizi bozuyor. bu kadar dar alanda yaptıklarını görüyoruz. bir de tabutun dışını düşünsene. yönetmen sanki korkup onu göstermiyor. gerek kalmıyor göstermeye. işin bir diğer yanı biz diğer herşey kadar conray'a da sinir oluyoruz. sinir patlamalrı (o durum için normal olsa da)ve kontrolsuz öfkesi hiçbir işine yaramıyor. bu da bizi daha çaresiz kılıyor.
ispanyadan böyle bir film çıkması ve tüm klişeleri yıkması sevindirici. radikal olurken yenilikçi de oluyor ve cesur davranıyor.
9/10
not: film sinemada daha tatsız oluyor. zira karanlık olması gereken sahnelerde acil çıkş ve exit ışıkları salonu belli bir ışık seviyesinde tutuyor. evde geç saatte izlemekte yarar var.