David Bowie etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
David Bowie etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

04 Kasım 2009

moon


yalnızlığını sadece kendinle paylaşabilirsin.


Sam'i ilk gördüğümüzde üzerindeki "wake up" tshirtünün derdi sonra anlaşılıyor zaten. Ama yine de beklenenden çok çok daha fazlasını veriyor Moon. Bu yılın District 9 ile en iyi iki filminden biri duruyor karşımızda. Benim gibi sinema "drama ve bilimkurgu"dur diyen biri için iyi bilimkurgu izlemek nasıl heyecan verici birşey anlatmaam.

Sam'i Sam Rockwell canlandırıyor. Filmi dünyay düşen adamın oğlu çekiyor. Ortadaki referanslar Stanley Kubrick, Lynch ve tabi ki Tarkovski. Zaten hangi film Tarkovski göndermesi değil ki.

Moon bir adamın yalnızlıkla verdiği savaş ve kendini kaybetme noktasında bizim ney kime inancağımızı sorglama cesaretini gösterebilen bir film. Türün önemli eserlerinden biri ve Sakallis'le konuştuğumuz gibi 10 yıl sonra sinemaya yeni başlamış zihinlerin"abi 2009 yapımı bir film varmış Moon diye, defterime yazdım bir ara izemeliyim" diyeceği ve tahminen düşündüğü an "gözünün önüne film karelerinin gelmesini sağlayacak bir zamanda" yapacak bunu. Ama bu kadar etkileyici olacak mı o ayrı.

Film uzay, yalnızlık, klonlama, sistemle savaş gibi şeylere değiniyor. Ama asıl derdi "insanoğlunun huzuru ve mutluluğu için" herşeyi yapan büyük firmaların insan hayatını en çok hiçe sayan varlıklar olduğu ve bir insan olarak ele aldığımızda o tek kişinin de önemli olduğu. Hepimiz "biricik"iz ve ne pahasına olursa olsun gözden çıkartılamayız. (evet missi, makyavel meselesi). Vazgeçersen hiç üşenmezler ışık yılı öteden ölüm timi gönderirler ama.

Ama filmde bir bilgisayar var ki anlatılamaz. Gerty. Yüz yılın gerçekten en iyi robotu. Kevin karizmatik sesiyle renk katıyor ama genel-geçer bilimkurgu bilgisayarından uzaklaşıyor. Zaten kötü olan tonla insan ve şirket var değil mi? "HAL"a saygıları da borç bilirim tabi.

Dünyaya düşen adamın oğlu Sam Rockwell'i seçerek ne denli iyi bir iş yaptığını göstermiş, yönetim senaryo oyunculuklar (rockwell iki kere) müzikler (clint mansell) ve görsel efektler şahane olmuş. Film 9.5 alır benden.

16 Haziran 2009

Moon


Sam Rockwell oynuyor bu filmde. Benim için bu yeterdi aslında ama bir de yönetmeni David Bowie'nin oğlu olunca ilgim arttı. Duncan Jones'u hiç tanımam, ama babasına olan saygımdan o da alır yürür bu taraflarda.
Müzikleri yaratan insan için bile izlenir bu film. Valla bak. Clint Mansell imzalı müziklere The Fountain'den beri hastayız ve The Wrestler, Requiem For A Dream, I Am Legend, Lord Of The Rings da cabası.

Filme gelecek olursak, Duncan Jones'un yaptığı işi kafada canlandırmak çok zor değil. Referansları oldukça sağlam zira. Sam Rockwell, Sam Bell isimli aydan özel bir helyum gazını dünyaya getirmeye çalışan bir astronotu canlandrıyor. Bu sırada dünya küresel ısınma ve petrol sıkıntısıyla uğraşmakta. Uzay oldukça pis ve .Güvendiği ve yanında olan tek şey ise, bir robot olan Gerty. Gerty'yi Kevin Spacey seslendiriyor. Evet Gerty HAL gibi bir şey anlaşılan. Ve filmde Kubrickvari. Yalnız adam, uzay, bilgisayar.





Duncan Jones e referanslarının farkında ve olgun bir film çekmiş deniliyor. Sundance'de izleyenler filmi genel olarak beğenmiş. Zaten Sundance'ten Mustafa çıksa izlerim. Bu kadar severim o festivali. O kadar sevmememe rağmen Mustafa'yı. Filmle ilgili en büyük övgüyü Sam Rockwell almış. Yalnız ve aklı karışık bir adamı inanılmaz bir performansla sergilemiş. Daha önce bir sebepten sevmeyenler bile bu oyunluğa şapka çıkartmışlar zaten.İzlenmemiş bir film için bu kadar yorum çok olabilir ama benim gibi sinema denilen şeyin aslında bilim kurgu ve drama olduğunu düşünen biri için heyeceanla beklenen bir film Moon.


Oyuncu, yönetmen ve müzikler de filmin ilgi çekici olmasına fazlasıyla hizmet etmekte. Heyecanla beklediğim filmler sırasında birinci şu anda.


Not: Son film haberleri yormuş olabilir. Yazmayacağım biraz. Sonra tekrar bahsederiz. Sağlıcakla kalın.

26 Mayıs 2009

Life On Mars

Crazy ve Controll geliyor aklıma David Bowie dinlerken.
Zachary'nin de Ian Curtis'in de idolüydü. Yıl 1970'lerdi ve o bir rock stardı.
Onu Hunger'da izlediğim zaman vampir olduğuna inanmıştım. Bu kadar soğukkanlı olmak bir insanın harcı değildi çünkü. Sonra The Man Who Fell to Earth var ki bu filmdir onun Life on Mars'ı yazacak deneyimlerin canlı sahibi olduğuna inanmamı sağlayan.

Life on Mars, David Bowie'yle yeni tanışmak için doğru şarkı olmayabilir, zira onu koşulsuz sevdirmek için benim de ilk tercihim Space Oddity olacaktır.


Life On Mars bir İngiliz dizisi. Kesinlikle bu diziyle birlikte ingilizlerin düzgün ve orjinal şeyler çekebildiğine inanmaya başladım. IT Crowd ve Coupling gibi komedilerden sonra, Life On Mars kesinlikle iyi bir polisiye dizi.

Sam bir gün bir suçluyu kovalarken bir araba kendisine çarpar. Yıl 2006'dır. Sam gözünü açtığında kestiremediği bir yerdedir. Kestiremediği sadece mekan kavramı değildir. Karşılaştığı ilk insan bir polistir, gördüğü araba eskidir ve yaşadığı zaman 1973'tür. Sam 33 yıl öncenin İngiltere'sinde kasap gibi polislik yapan bir karakola tayin olmuştur gözünü açtığında. Kendine gelmesi nasıl oluyorsa uzun sürmüyor. Anlamaya çalışıyor İngiliz soğukkanlılığıyla. İnsan haklarının beşiği ve her şeyin kurallara göre yapıldığı zamanından bir anda, Beyoğlundaki Hortum Süleyman gibi adamların olduğu bir karakolda ve dönemdedir. Bildiği kurallar, uyguladığı teknikler ve bir çok şey daha o yıllarda bilinmemektedir ve onları uygulamak davaları çözmesini kolaylaştırsa da karşısındakileri şaşkınlığını da arttırmaktadır. Kendisi de onların cello tarzına alışamamktadır. Kadınlara olan kaba tavırlar dizinin öncelikli komedi unsuru olması da ayrı tabi.

Sonuç olarak zamanda atlama söz konusu. Ama Lost gibi adamı yoran türden değil. Standart, bir kere olan bir şey. Ancak komadan uyanınca gerçek zamana dönülebilcek bir sıçrama bu.

Not : Dizi de kullanılan şarkılar için bile izlenebileceğini belirteyim. Sadece David Bowie değil pek çok türevi de mevcut dizide.
Not 2 : Şu ilk resimdeki adamın Mars haricinden biryerden olması ihtimali var mı?
Not 3 : "Guest Yazar" olarak bilinen bir arkadaşımın
şurda Bowie hakkındaki yazısını da okuyabilirsiniz.


  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP