Blindness
Körler dünyasında tek gözü olan kraldır.

Bir solukta okunan kitaplardan Körlük. Jose Saramago'nun sade ama etkileyici dili, akıcı hikayesiyle birleşince inanılmaz güzel bir kitap ortaya çıkmış. Son dönemlerde insanlara tavsiye ettiğim nadir kitaplardan biridir bu.
Kitabı okurken tabi ki filmi nasıl bişey olur diye çok düşünmüştüm. Saramagonun neresi olduğu belli olmayan şehri, ırkı milliyeti etnik kökenleri olmayan insanları ve nereden geldiği belli olmayan bir illeti birleştirmesi ve kimlikleri sınırları yok sayıp insanoğlunun derdinin aynı olduğunu anlatan kitabı, filme ancak bu kadar aktarılırdı. Tabi ki daha iyisini istemekle birlikte mümkün olan buymuş.
Saramagonun bu kadar etkileyici ve derinlemesine alt metinlerle dolu kitabını filme aktaralırken, zaman kısıtları düşünülünce, kitabı okuyanların rahat anlayacağı ve filmde simgesel anlatımları yakalamasına rağmen, konuyla ilk kez muhattap olanlar bazı yerlerin havada kaldığını düşünülebilir.
Neydi peki ana hikaye? Bir adam trafikte giderken kör olur. Onu götüren taksi şöförü, göz doktoru ve diğerleri de sırasıyla anlaşılamayan bir sebepten kör olmaya başlarlar. Yalnız normal bir körlük değildir bu. İnsanlar karanlığa gömülmemiş, sadece beyazı görmektedirler. Sonra bu körlük tüm şehre yayılır ve hükümet koruma olarak, ilk kör olanları eski bir akıl hastanesine kapatır. İlk kör olanlar askerler nezaretinde buraya kapatılırken kör olmayan tek bir kişi vardır, o da göz doktorunun karısı. İçerde eşinin gözü kulağı olur. Ekibi yönlendirir. Ta ki bir gün başka koğuştan birileri silahıyla ortaya çıkıp gelen yemeklere ambargo koyup, isteklerinin yerine getirlmesini isteyne kadar. Sonrası bildik güç çatışmaları ve sonuçları. Sİlah kimdeyse kkontrol onda. Körler dünyasının normal dünyadan farkı yok. Zaten Saramagonun kitabının en güçlü yanı bu. Okurken insanların kör olduğunu bile unutmak mümkinken, yazar bunu sürekli ustalıkla halletmiş. Bir kere bunlar kör böyle olmaz, şöyle olur diyemiyorsunuz.

Öncelikle Meirelles'in şehri de belli değilken, isimleri belli olmayan karakterleri farklı ırk ve renklerde. Zira Saramagoda isimleri ve fiziki görünümleri belli olmayan karakterler kamera karşısında ete vücuda bürününce çeşitlilik kazanmış. Bu tabi ki yine mekan, zaman kavramının netleşememesi için yapılmış. Kitabın elektriğinin arttığı bazı yerlerin filmde yer almayacağını düşünmüş olmama rağmen, güce sahip körlerin kadınların rızasıyla onlara tecavüz ettiği sahnenin etkileyici olmasa da yer alması şaşırtıcıydı.
Bu kesinlikle okunması gereken bir kitap ve film de görsel olarak bunu destekliyor. Oyunculukların üst düzeyde olduğu, görüntü yönetiminin ustaca durduğu bir film. Belki bir şaheser değil ama her zaman hatırlanacak bir film.
Not: Yukarda Julian Moore göz doktorunun eşi olarak ambulansda. Eşinin tek gitmesine izin vermiyor karantinaya. Yardım edecek. Kızılhaç gibi yetişip insanlığı kurtaracak. Ya onu kim kurtaracak?
Not2: Filmin benim için bir önemi daha var. Altyazısını ben çevirmiştim. Çok iyi olmayabilir, ama çok isteyerek, keyifle yapmıştım.
8/10