08 Şubat 2010

The Chaser

"Sinemanın tüm anlatım şekillerini altüst et.
Bunu yaparken de tüm kurallara uy."
Deseydi eğer bir sinema hocası, sözünü dinleyen tek öğrencisi Chaser'ı çekmiş derdim.


Chaser bu çelişkiyi bize aktararak şaşkınlık yaratıyor.
Hikayesini anlatırken klişelerin tamamını yıkan yapısını sinemanın sistematik ve iyi çalışılmış diliyle güçlendiriyor.inanılmaz güçlü karakterlerin tüm hareketleri ve geçmişleri beklenenden farklı. ama oldukça sağlam.

madde madde bakarsak :
rüşvet aldığı için işinden kovulmuş eski dedektif bir pezevenk. kaçırılan eskort kızlardan birinin peşinden gidiyor. Bunu da para için yapıyor. Ulvi sebeplerle falan değil yani. Yani bu adam başrolde ama gerçek bir anti-kahraman. Olası değil gibi. Ama sinematik açıdan her yönü tek tek anlatılmış gösterilmiş. Değişim ya da değişmeyiş herşeyiyle mantıklı.

Katilimiz gerçek bir pisikopat. İktidarsız olduğu için keserini erkeklik organı gibi kullanıp kadınları öldürüyor. Bunun sebeplerini gösteriyor. Ama ana-akım filminde olmayacak şekilde
daha ilk dakikalrdan ortaya çıkıyor, hatta yakalanıyor hatta itiraf ediyor. Sonra da serbest kalabiliyor. Akımın dışında ama kitabın gereklilikleriyle dolu.

Kurban kadın kaçmaya çalışıyor, yani baştan ayıkıyor (ayıktırılıyor) ama kaçamıyor. saldırıya uğruyor. Katil tutukluyken kaçıyor. Ama uzağa değil. Kader katili onun kucağına getiriyor.
Yine de ölüyor. Anam kız da öldü. Hollywood bunu nasıl çekecek merak ettim gerçekten. Ama kadınla ilgili de tonla şey biliyoruz. Karakter oldukça zengin.

Yani karakterlerini ve hikayesini sağlam bir temel oturtup tüm zincirleri kırıyor yönetmen.
Gerçekten son yılların en iyi filmlerinden biri. Bunca zaman gözden kaçmış olmasına üzüleceğiniz türden hem de.

Oldboy tadında. Çekiç ve Koreli görünce kaçmanıza sebep olacak şekilde.
İnanılmaz tempo artışları düşüşleri ve bir güne sığdırılmış güzel hikaye.

9/10

4 yorum:

7.oda 8 Şubat 2010 15:31  

Kardeşim filmin Türkiye haklarını satın aldı nihayet..
Bu bahar veya yaz sinemalarda kısa süreliğine de olsa gösterime sokacak !

filmde aslında sadece birkaç şiddet sahnesi olmasına rağmen, bittiğinde sanki bütün film baştan sonra şiddet doluymuş gibi bir his kalıyor dimi insanın zihninde ?

Porco Rosso 8 Şubat 2010 22:13  

şiddet dolu değildi de şiddetli bir dili vardı derim ben.
gerçekten son yılların en iyi filmlerinden biri. ama gözden kaçmış belli ki.

yazın vizyona girmesi hoş. umarım izleyici çeker.

umarım kardeşin için de iyi olur.

ayrıca nasıl bir kardeşmiş o filmin yayın haklarını alıyor.

kıskandım valla işini.

Kalamiti 9 Şubat 2010 21:59  

memories of murder la karıştırıyorum ben bunu. hepsi çekik gözlü ya ondan.
9 puan buna hatta 9buçuk. memories of murder'a da 8 puan verilir.
ama oldboy 10 numara.

SirEvo 12 Şubat 2010 22:20  

IMDb'ye baktım, ben de 9 vermişim. Gerçekten şahane bir filmdi bu ya. Türünün son yıllardaki en iyilerinden. Başroldeki polis abimizin Running Turtle adındaki filminin altyazısını çevirmiştim. Bu kadar etkileyici olmasa da, denenebilir. :)

http://www.imdb.com/title/tt1517239/

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP