'en uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan'
12 Kasım 2011
Fast Five
araba filminden çok suç filmi gibi. biraz ocean eleven gibi.
ama serinin eskilerinden daha iyi kesinlikle.
İlk defa geçmiş anlatılıyor. eksik parçalar tamamlanıyor. tamam yine uçan arabalar var ama arabayla bile yapamadıkları şeyler de var. yani eğlenceli iki saat için ideal. bana iyi geldi buralarda en azından :)
25 Ekim 2011
tambien la lluvia
23 Ekim 2011
Transformers 3
Önceki filmlerden uzun. Öncekilerden daha fazla insancıl. Daha belirgin ve dayanılır dövüş (savaş) sahneleri. Üstelik Otobotların tarihine az da olsa değinişi hoş. Ama bence çizgi film hatrına çektiğimiz çile yeter. Transformers rafa kaldırılmıştır. Bir daha izlenmesine gerek yok. Biraz sert gibi oldu yazı. Zaten izlemeye niyetim yoktu ama yoklukta bunu izledim. Bu bile izlenmez. Saygılar sevgiler.
Ayın karanlık yüzünün filme hiç yansımamış olması ise iyice enteresan.
17 Ekim 2011
Avatar : Son Hava Bükücü
ama film beklenitleri kesinlikle karşılamıyor. ne eğlenceli oluyor ne hareketli. Özellikle o sempatiklik filmde iyice yok olmuş durumda. Serinin ilk filmi olduğunu ve devamının geleceğini ancak film bitince üzülerek fark ettim. Çocuğunuz yoksa tavsiye edilmez. Zaten bu film hakkında bu kadar geriden yazınca izlemeyenlerin izleyeceğini de sanmam.
Saygılar.
13 Ekim 2011
Drive
Bugün doğumgünüm. Film izleyemezsem kahrolurum ama planlarım var. Bakalım. Ben yazamıyorum madem hazır yazılmış bir yazıyı paylaşayım sizle. Yıldıray'ın Drive hakkındaki yazısı. Dört gözle izlemeyi bekliyorum.
Drive: Gerçek Bir Kahraman
05 Ekim 2011
The Invention of Lying
Daha önce bu sayfada bu filmle ilgili görüşlerimi yazmıştım.
Tesadüfe bakın ki geçen hafta komutan "yalan" ve "etkilerini" göstermek amaçlı cezalandırarak bize bu filmi tekrar izletti. Kendinden emin şekilde hiçbirinizin bilmediği bir film izletecem diye de ekledi.
Film için yeni bir şey demeyeceğim. Din eleştirisi yapıldığını anlamayan 300 kişiyle izledim ama önemli değil. Yine de salonda olmak (ki gayet yüksek standartlı bir salondu) film izlemek çok güzel. Film kadar aradaki müzikler de etkiledi. Gerçekten doya doya müzik dinlemeyi özledim filmlerden çok.
Neyse atarsa 100 :))
26 Eylül 2011
Şafak Olmuş ConiMoni
O kadar ani bir kararla askere geldim ki nasıl oldu ve 50 gün geçti bilmiyorum. Evet askerlik kötü ve benim için her geçen gün daha kötü bir hal alıyor. Pişman olmama bir var.
Ama ocak sonunda tekrar özgür! olunca sizlerle buradan filmleri paylaşırız diye umuyorum.
Herkese ben yapamazken iyi seyirler (dramatizasyon vol.1)
25 Temmuz 2011
Microphone
crossing the bridge'in peşinden giden bir film.

mikrofon mısırın en büyük ikinci şehri iskendiriyede geçiyor. amerikadaki
eğitiminin ardından dönen kahramanımız ordaki işinin yanı sıra sokak
müzisyenleriyle ilgilenmeye başlar ve onlarla ilgili araştırmalar yapar.
belgesel çeken bir çift bulur ve yeraltı müzisyenleri üzerinden ülkesini ve hayatını
gözden geçirir.
istanbul film festivalinde altın lale kazanmasına rağmen uzun süresi ve dağınık anlatımıyla beni çok mutlu etmedi açıkcası. yine de farklı müzikler için izlenebilir.
19 Haziran 2011
The Hangover II
birinci daha iyiydi.

bu tabi benim kişisel görüşüm. zaten teknik verilerle konuşmak zor. zira
film eğlenceli yapısından başka bir şey vaadetmiyor. ama illa değinelim dersek bence oyuculuklar vasat ve bazı sahneler çok yapmacık.
bu sefer kafadarlar taylanda gidiyorlar ve yine düğünden bir gece alan sayesinde kendilerini kaybediyorlar. sonrası yine muammalarla dolu. hatırlanılmayan ve boku çıkmış bir gece ve kayıp bir genç (gelinin kardeşi) ve yine onu ararken aşılan sınırların fark edilmesi.
18 Haziran 2011
17 Haziran 2011
Özel Tim 2
Route Irish

Irak Savaşının artık oturma odamızda olduğunu söyleyen yönetmen dünyanın her yerindeki ezilmiş tarafa eğilmeye devam ediyor. Daha önce İspanya iç savaşı ve Meksikalı göçmenleri konu olmuştu. Şimdi de ırak ve büyük şirketlerin para uğruna hayatları hiçe sayışını konu alıyor büyük usta.
Fergus kendisiyle birlikte Irak'a götürdüğü arkadaşının ölümünün ardından "yanlış zamanda yanlış yerde" olduğuna inanmaz ve araştırınca büyük şirketler ve insanlıktan nasibini almamış insanların hesabını kesmeye karar verir.
Film gerek kurgusu gerek hareket oranının yüksekliği ile farklı bir Loach filmi. Eleştiri dozu ise çoğundan yüksek. Ama klişeleri yıkan yapısı ile gönülleri fethediyor. Kendi ipini kendi çekecek kadar cesur adamların hikayesi.
Not: filmde tek dikkat çeken şey; Loach için fazla ölümün olması hatta bazı ölümleri bizim isteyecek hale gelmemiz ve bunların rasyonelleşmesi.
15 Haziran 2011
Source Code

Gönderen Porco Rosso zaman: 13:38 0 yorum
Etiketler: 2011, 6/10, amerika, bilim kurgu, Duncan Jones
My Name is Joe
Bu Blogda Ara
Liste Liste Liste
Takip Edenler
İzlediklerim
Ben ve Sen ve Bildiğimiz Herkes
Etiketler

Freedom Fighter

isyan

gerçek samuray

Olacaksan Serseri Aşık olacan

Benim de inandığım sensin bu amına koduğumun hayatında

kalbimizde yaşıyor

himi jendrix

viva zapatista

Melek dediğin böyle olur

çizgi çok ince

ağır abi