23 Kasım 2009

Taraftar olmak mı?
baba olmak mı?
işçi olmak mı?
aşık olmak mı?
eric olmak mı?
hangisi zor.

Hayat çok yönlü (interdisipliner) (aynı zamanda "lineer" de sakallis)
Loach ise bunu anlaşılır kılmanın yollarını arıyor. Aslında arıyor demek hata olur. Bunun sırrını çözmüş.Sadelik ve gerçeklik göstersi bu. İronik olan tek şey sadeliğin bizleri büyüleyebiliyor olması.

Looking for Eric bu yılın en iyleri listesine girecek. Bunu açık gönüllülükle söyleyebilirim. Loach Kiewsloski'ye olan saygısını çektiği her filmle göstermeye de devam ediyor. Bize, sinemaya ve işçilere olan saygısının ne kadar üst düzeyde olduğu
aşikar.

Loach bu filmiyle aileyi bir araya getiren, işçileri bir arada tutan şeyi ve insanın kendini bulmasına değiniyor. Bunları tabi ki futbol , aşk ve işçi sınıfı üzerinden anlatıyor. Evet bu adam hep böyle yapıyor bunu. Ama asla sakil durmuyor. 6 tanesini izlediğimiz "Kötülük Çiçeğini" tekrar önümüze sermiyor. Mutlaka onun formunu değiştiriyor. Üstelik bunu yaparken "form","sakil", "inter ve lineer" gibi ağdalı
kelimeler de seçmiyor.

LooKING for ERIC, farklı bir film. Aynı eric cantona'nın farklı olması gibi. İngilterede Fransız olmak gibi. Kendi filmini çektirecek kadar kendinden emin, belki küstah Cantona. Bir fikrim var diyor ve en doğru adama, kendisinin de adam(!) olduğu topraklara gidiyor. Ve gönül rahatlığıyla kendini Loach'a bırakıyor.

Herşeyden yorulmuş ve yıllardır saplandığı depresyondan bir türlü kurtulamayan Eric, bir cigara tüttürür ve odasında gerçek boyda afişi olan Eric Cantona'yla konuşmaya başlar. Cantona ona bolca Fransızca atasözü söyler, Eric'in bildiği şeyleri tekrar söyler ve onun hayatında değişiklikler yaratır. Kendini düşünmez, belki varolmadığından belki de gerçekten pas vermeyi, birine yardım etmeyi daha çok sevdiğinden. Ama sönük bir hayata sahip Eric'e çok güzel bir asist yapar. Her ikisi de mutlu olacaktır şüphesiz.

Eric'in etrafında iyi insanlar vardır ama. Bunu gözden kaçırmamak gerekir. Reklamsız forma giyip FC United'ı tutan taraftarlar, herşeyi kitaptan öğrense de dostları için elinden gelen herşeyi yapan bir şef vesilahlı adamlara karşı bile birlik olunca herşeyi becerebileceğini bilen bolca iyi arkadaş (işçi) ve yılların acısını göz
ardı etmeye meğilli ve anlayışılı bir eski eş. Zaten bu nedenledir Eric'in gerçek derdi bir anda sadece üvey oğullarıdır. Ama ne zaman bir araya gelir birlik olursan
herşeyin üstesinden de gelirsin diyor Loach. Ya da Eric de diyor olabilir.

Bu film eric'in farklı hayatına bakmamızı da sağlıyor. Gördüğümüz, bildiğimiz ama unuttuğumuz yönleriyle Eric. Farklı olduğunu hatırlatmak için herşeyi yapan. Eric'i anlatıyor film. Eric Cantona'yı. Ben başrolde değilim diyor. Ama göz kırpıyor.

Cannes'ın en iyilerinden biri olduğu kesin. Yılın en iyilerinden de
olabilir.

Birlikte izleyecek dostlar, akrabalar ve sevgililer bulun.
Yakaları kaldırın.
El ele izleyin.

10 yorum:

Sakallis 23 Kasım 2009 23:34  

bir tek baba olamadım =)

- cevabı yazıyorum -

eric oldun yani?

Porco Rosso 24 Kasım 2009 11:44  

yakaları kaldırıp asi hissettiğin her an ericsindir, sakallis.

yine de iyi.
taraftar işçi aşık olduysan zaten nick hornby kitabına ya da loach filmine girersin. bağımsız. faşistlere yer olmayan eserlere. ya da onları(aistleri) sadece boyalı su sıkan tabancalarla korkuttuğunun görüldüğü filmlere.

Cüzzamlı Melek 25 Kasım 2009 17:54  

bildiğimiz eşeksin...

sana güvenilceeni biliyodum..

sıkı film..

Porco Rosso 25 Kasım 2009 20:28  

ben de seni seviyorum cüzzamlı :)

valla bak. ciddiyim.

Cüzzamlı Melek 4 Aralık 2009 19:12  

öteki beriki kavramlarının havada uçuştuğu bi dönemde yaşıyoruz ve filmin geri planında, sana ait sandığın şeylerin ellerinden kayıp gidişini izlemenin -senin yerinde tabirinle- ironik öyküsünü buluyoruz.
futbol, asla futbol diildir. bi geri paslık süreçte geriye sarmak istediklerimiz gelir aklımıza. olur da gol olursa, atandan daha çok sevinmemiz bundandır. o golü atan bizizdir sanki. tüm pişmanlıklara inat, daha fazla keşke demenin ezik sevinci..
ooof porco, çok şey var sölenicek. ama green streets hooligans 1-2 den sonra en sevdiğim futbol (!) filmidir bu.

Porco Rosso 5 Aralık 2009 00:32  

damnned united geldi şimdide.
henüz izledim ve futbolun nerdeyse sadece futbol olduğunu gösteren bir film.

hooligans ın birincisi bana yetti. futbol deyince ayrıca fever pitch vardır. bir de "kes" bile futbol filmidir.

başka gelmedi aklıma.

Cüzzamlı Melek 5 Aralık 2009 12:20  

hooligansın 2si daha kanlı ki, bi filmde ne kadar kan dökülürse o kadar makbuldür benim için...
içimdeki canavara biri "dur" desin :ppp

porco 5 Aralık 2009 19:16  

kansız da şiddet filmleri var. tokat gibi çarpan. hooligans 2 sanırım onu sırf kanla yapmaya çalıştı. this is england'ı tercih ederim iyi şiddet için. bir de peckinpah filmlerini banko geçerim. (berat)

Cüzzamlı Melek 5 Aralık 2009 22:23  

bero,
bak bu 2 filmi izliyorum. sırf sen referanssın diye. beğenmezsem, gebertirim...
:)))

porco 6 Aralık 2009 11:30  

this is england'ı sevmeme ihtimalin yok. peckinpah için granti veremem. at avrat silah üçgeninde film çeker ve niyeyse filmlerindeki kadınlara asla güven olmaz :)))

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP