reha erdem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
reha erdem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ocak 2015

jin

the wall diye bir film var belçika yapımı. bence jin ile the wall çok benziyor.
the wall'da bir kadın uyanır ve dağ kasabasında görünmez bir duvar (cam duvar) içinde kaldığını fark eder. ne çıkabilir ne birilerine ulaşabilir. kedi köpek ve ineğiyle kırsalda yalnız bir hayata başlar. kapana kısılmıştır ve doğa anayla hayatını idame ettirir. filmin ana konusu daha çok doğadır.



jin'de de hikaye benzer ama jin'de hikaye siyasidir. jin pkk'dan ve devletin askerinden aynı anda kaçmaya çalışırken kapana sıkışır ve görünmez duvar nedeniyle baçtığı dağlardan izmire bile gidemez. jin de doğayla uzlaşıp hayatına devam etse de siyasi durum ve zorunlulukları nedeniyle hapsolduğu coğrafyadan kurtulamaz. bu filmde ise daha çok sıkışmışlık hissi gerçek nedenlere bağlıdır ve iyi olmanın hayatta kalmaya mutlu olmaya yetmediğini göstermiştir.

bence izlenilesi bir filmdir ve hikayesi nedeniyle oldukça cesurdur. belki de tarafsız şekilde bir gerillaya odaklandığı için de reha erdem'in en az ses getiren filmi olmuştur.

7/10

tek başına ele alınınca bu filmin değil ama reha erdem'in sıkıntısı bir tarzının olmayıp her filmde başka bir şey yapmasıdır. 3 filmini izleyip 4. filmine denk geldiğinizde onun filmi olup olmadığını bilememe ihtimaliniz yüksektir. Yani bu filmle Reha Erdem'in tarzı olamaz mı diye düşünmeye başladım açıkcası.

10 Mayıs 2010

The Man Who Fell From Kosmos

Neden bilmem Kosmos'u Dünyaya Düşen Adama benzetiyorum.



Nerden gelip nereye gittiği belirsiz adam.
Dünyevi amaçlar için kullanılmayan para.
Mistik güçlere sahip olunması.
Coğrafyasız, zamansız bir dünya.
Ne olursa olsun varolan aşk.
Dünya dışı araç.
Farklı şeyler seven yönetmen.
Tam anlaşılmayan yorumlarla zenginleşen film.

Bunlar enteresan ortak noktalar.
İkisi de iyi film.



06 Mayıs 2010

Kosmos

Sinemadan çıkan insan kalabalığa karışınca 10 dakika sonra normale dönmedi bu sefer.



Türler üstü, gerçek üstü, türk sineması üstü bir şey var. Ne olduğunu bilemediğim.
Görüyorum. Duyoyorum. anlatamıyorum.

Reha Erdem ne yapıyor nasıl yapıyor bilmiyorum. Ama yapsın. O yapsın, söz ben izleyecem. Düşündürttüğü için ve anlık tükettirmediği için seviyorum bu adamı.

Film hakkında çok şey var aklımda. Hepsi saçma diye korkuyorum. Anlamsız bir sürü şey var kafada yarattığı. Sesler zaten bambaşka.

İzlemeyin.
Ha zaten izlemiyordunuz değil mi?
Uzun yürüyüş olan filmleri sevmiyordunuz.

22 Şubat 2010

Hayat Var

Hayat Var mı?


Reha Erdem bu filmle bir süredir sıkıntılı bir süreç geçiren beni kendime getirdi. Güzel bir tokat attı bana. Kader gibiydi biraz. Daha stilize. Daha az sözle. Yüreğimdeki yerini aldı.

Reha Erdem filmografisiyle Türkiye'de kesinlikle bambaşka bir yerde artık. Her çektiği filmde farklı bir tür deneyen, hepsini de başarıyla kotaran ve türkiye'de auter sinemanın önemli ismi olarak farklı duran biri. Bir arkadaşımın dediği gibi Zeki Demirkubuz'un diyalog vuruculuğunu(edebi eserlerden kaynaklanmanın da etkisiyle) ve Nuri Bilge'nin görüntü yönetimini oldukça başarılı şekilde harmanlıyor. Üstüne üstlük türkiyeyi farklı şekillerde farklı insanlarla yorumlaması ve bunu gerçek bir ustalıkla yapabilmesi gözümüzdeki (daha çok da kalbimizdeki) yerini ayrı kılıyor.

Hayat Var, yatalak dedesi ve gemilere orospu götürüp mal kaçakçılığı yapan babasıyla birlikte virane bir balıkçı kulübesinde yaşayan(!) Hayat'ın hikayesi. Hayat 14 yaşında bir çocuk. Annesi evi terk etmiş, okumayı sevmiyor en önemlisi ise hayatında kimse tarafından sevgi görmemiş.

Zaten bu yüzden bir gemiden babasına atılan çin malı dandik oyuncağın düğmesine basıp "i love you" deyip gülen saçma kırmızı kalpli oyuncağıyla uğraşıyor. O oyuncak gülüp sevgi sözcükleri söyledikçe bizim sinirleimiz bozuluyor. Gerçi hayat büyük ihtimalle anlamıyor bile ne dediğini oyuncağın. Hayat arabeski fark ediyor. Onun dikkat kesilmesine bir tek acı sebep oluyor. Acıyı bile umarsızca karşılıyor. Ona gereksiz aşırı sevgi gösteren hayat kadını komşularından sürekli kaçıyor.

Hayat çok zor diyor Reha Erdem. Bu gördükleriniz gerçek bir hayat olamaz dercesine de filmin başında değil, bitişinde Hayat bu sorunlu dünyadan (sanki) dönmemecesine kaçarken ve ilk defa mutlu görünürken ekran kararınca filmin adını gösteriyor. Hayat Var ise film sırasında değil sonrasında var diyor. Filmdeki Hayat bir kız ve ne var olabilir ne mutlu.

Bizi sarsıyor Reha Erdem. Filmin içinde olmayan tek kareyle yapıyor bunu bana. Herkesi bir yerinden yakalayacağı ise şüphesiz filmin.

8/10

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP